Kısırlık veya infertilite, kadın ve/veya erkeğe ait tıbbi nedenlere bağlı olarak çocuk sahibi olamama durumudur.
Kadın yaşı 35 altında ise 1 yıl, 35 yaşın üstünde ise 6 ay boyunca korunmadan, düzenli cinsel ilişkiye girdiği halde doğal yollardan gebe kalınılmazsa doktora başvurulması gerekir.
Kadın veya erkek bekarken kısır olup olmadığını merak ederlerse doktora başvurabilir. Görüşme ve değerlendirme sonrasında ultrason ve bazı testler yapılarak kısırlık anlaşılabilir.
Kadınlarda kısırlığa neden olabilecek tıbbi nedenler çocuk sahibi olamamanın yaklaşık % 40-45’inden sorumludur.
Kadınlarda kısırlığa neden olabilecek faktörler:
Erkeklerde kısırlığa neden olabilecek tıbbi nedenler çocuk sahibi olamamanın yaklaşık % 40-45’inden sorumludur.
Erkeklerde kısırlığa neden olabilecek faktörler:
Erkek kısırlığı testislerde sperm üretiminin yetersiz olmasına bağlı olabileceği gibi normal olarak üretilen spermin dışarı akmasını sağlayan kanalların tıkanıklıklarına bağlı da olabilir.
Tıbbi sorunlar dışında cinsel ilişki ile ilgili sorunlar, boşalma sorunları, cinsel ilişki sıklığı ve zamanlaması da hamileliği etkileyen önemli faktörlerdir.
Sperm üretimini etkileyebilecek faktörler: Hastalıklar, yaralanmalar, kronik sağlık sorunları, yaşam tarzı tercihleri ve diğer faktörler sperm üretimini etkileyebilir.
Erkeklerde bekarken kısırlık olup olmadığını anlamak amacı ile 3-5 günlük cinsel perhiz sonrası yapılan sperm analizi sperm sayı ve kalitesini ölçerek fertilite açısından oldukça faydalı bilgiler verir.
Erkeğin aynı zamanda ürolojik şikayetleri de varsa üroloji doktoru muayene ve değerlendirme yapar. Sperm analizinin normal olmadığı durumlarda hormon testleri, Doppler ultrason ve gerekirse genetik testler yapılabilir.
Bekar kadınlarda adetin 2. veya 3. günü hormon testleri ve ultrasonografi yapılabilir. Bu testler yumurta resevini de gösterir.
Yumurta reservi kadının bulunduğu yaşta yumurtalıklarında bulunan yumurta sayısıdır. Yumurta yaşlanması ise ilerleyen yaşla birlikte yumurta sayısı ve yumurta kalitesinin azalmasıdır. Yaşa bağlı over rezervinde azalma beklenen fizyolojik bir durum iken genç yaşlarda over reservinin azalması bazı durumlar sonucunda ortaya çıkar.
Özellikle adet düzensizliği veya endometriyozis belirtileri olan bekar bir kadınlarda yumurtalık reservi azalmış olabilir. 35 yaş üzeri olan kadınlarda, sigara kullananlarda, yumurtalık cerrahisi geçirenlerde, ailesinde erken menopoz öyküsü olanlarda, çikolata kistlerinde veya kemoterapi, radyoterapi öyküsü varsa yumurtalık reservinin düşük olma riski vardır.
Tüplerin açık olup olmadığı ultrasonda belli olmaz, bekar bir kadında ilaçlı rahim filmi (HSG) çekilemeyeceği için tüplerin açık olup olmadığı hakkında yorum yapılamaz.
Evlilik adayı olan çiftler kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvururlarsa gereken muayene, testler ve danışmanlık alınabilir. Bu başvuruda sağlıklı cinsel yaşam için erkeğin ve kadının cinsel bir anormalliği olup olmadığı yani sağlıklı bir cinsel yaşantıyı engelleyecek problemlerin varlığı araştırılır ve varsa düzeltilir.
Cinsel eğitim verilir ve varsa korkuları giderilir. Bir süre çocuk sahibi olunmak istenmiyorsa bunun için yeterli zamanları olup olmadığı, varsa doğum kontrol yöntemleri hakkında bilgi verilir.
Çiftlere genetik danışmanlık verilebilir. Ailesel genetik geçişli hastalığı olanlarda, akraba evliliklerinde genetik testler gerekebilir. Öyküde özellik varsa genetik tarama testlerinin yaptırılması önerilir.
Bekar kadınlarda yumurtalık rezerv azlığı, 35 yaş üzerinde olma, ileri evre endometriozis, tekrarlayan ve operasyon gerektiren over kistleri varsa yumurta dondurulması doğurganlık şanslarının korunmasını sağlayacaktır.
Erkeklerin çoğu sperm durumlarını bilemezler. Bekarken sperm durumunu bilmeleri durumunda yakın zamanda çocuk sahibi olmak istemiyorlarsa düşük sperm sayısı olanlara sperm dondurma imkanını sağlayacaktır. Evlilerde ise evliliğin ilk yıllarında gebeliği erteleme karalarını gözden geçirebilirler. Bu nedenlerden dolayı bekarken sperm testi yapılması gelecekteki doğurganlık şanslarını koruyacaktır.
Sperm testi yapılmadan önce Dünya Sağlık Örgütünün kriterlerine göre en az 3 gün, en çok 5 gün cinsel perhiz yapılması (ejakülasyon olmaması) gerekmektedir.
Ejakülasyon yani boşalma ile ortaya çıkan semen, diğer ismi ile meni, salgı bezleri tarafından oluşturulan, yapışkan, yoğun kıvamlı ve beyaz renge yakın bir sıvı içerisinde başı ve kuyruğu bulunan, milyonlarca, hareketli ve hareketsiz sperm hücresi içerir. Ayrıca meni içinde fruktoz, koagülasyon maddeleri, spermin hareketini kolaylaştıran diğer kayganlaştırıcı maddeler ve enzimler bulunur. Sperm analizinde bu sıvıların miktarı ve kalitesi de ayrıntılı olarak incelenir.
Sperm değerlendirilmesinde;
Meni hacmi en az 1.5 ml, pH >7.2, sperm sayısının mililitrede 15 milyondan fazla (toplam ejakülatta 39 milyondan fazla),hareketliliğinin % 40 ‘ın, ileri hareketli sperm oranının %32’nin üstünde ve Kruger kriterlerine göre morfolojisinin %4 üzerinde normal olması normal kabul edilir.
Semen içerisinde hiç sperm bulunmaması azospermi, sperm sayısında azalma oligospermi, sperm hareketliliğinde azalma astenozoospermi, normal sperm morfolojisinin %4 altında olması teratozoospermi (sperm şekil bozukluğu) olarak adlandırılır, bazen bu üç durumun çeşitli şekillerde kombinasyonları olabilir.
Sperm sayı, harelet veya morfolojisinde ciddi problemleri olan erkeklerde genetik testler olarak kromozom analizi, Y kromozom mikrodelesyonu, AZFc, AZFa, AZFb taraması yapılır. Bu genler tek başlarına veya birbirleri ile birliktelik gösterebilirler.
Sağlıklı bir sperm testi için numunelerin ilgili merkezlerde steril bir kabın içine mastürbasyon yoluyla verilmesi en uygundur. Örneğin evde verilmesi durumunda incelemenin yapılacağı laboratuvara hızla (en geç bir saat içerisinde ve soğuktan korunarak) ulaştırılması gerekmektedir. Sperm numunesinin merkezde verilmesi olası aksaklıkların önüne geçeceği için daha çok tercih edilir.
Sperm örneği vermeden idrar tamamen yapılarak mesanenin boş olması sağlanır. Örnek verirken mastürbasyon esnasında jel, sabun veya herhangi bir kayganlaştırıcı kullanılması sperm hücrelerinin yapısını, canlı sperm miktarını etkileyeceği için kesinlikle kullanılmamalı ve ejakulatın (meni) ilk kısmı dahil tamamı örnek kabına alınmalıdır. Sperm kabının iç kısmına temas edilmemeli, mevcut steril ortam korunmalıdır.
Varikosel, inmemiş testis gibi ürolojik problem yaşayan erkeklerde kısırlık ihtimali yüksektir. Ergenlik döneminde üroloji uzmanının muayene ve değerlendirmesi sonrasında sperm analizi, hormon testleri, Doppler ultrason yapılabilir.
Kadınlarda evliliğin ve doğumun geç yaşlara ertelenmesi, doğum kontrolü yöntemlerinin yaygın kullanımı, cinsel yolla bulaşan hastalıklara maruz kalma riskinde artış kısırlık olasılığını artırmaktadır. Ancak çok genç yaşlarda da yumurtalık reservi azalabilir. Adet düzensiziliği varsa kadın doğum doktoru tarafından değerlendirilmelidir.
Ne yapılmalı?
Sigara, alkol kullanımı, bazı ilaçlar, kanser tedavileri, varikosel, kimyasal maddelere maruziyet, stres, aşırı sıcak, sauna, hamam, dar iç çamaşırları, dengesiz ve hormonlu gıdalarla beslenme, travmalar, sperm yapımını ve kalitesini olumsuz etkiler, enfeksiyonlar kanalları tıkayarak spermin ilerlemesine engel olur.
Hayat tarzı ve çevresel koşullar sağlıklı spermler için önemlidir:
Kadınlarda sağlıklı üreme fonksiyonları için nelere dikkat edilmeli:
Kadınlarda ergenlik döneminden başlayarak hiç adet görmemiş olma, meme gelişimi ve genital bölge kıllanmasının yetersiz oluşu, düzensiz adetler, sivilceler, saç dökülmesi, memelerden süt gelmesi, endometriozis (çikolata kisti) hastalığı, ağrılı adetler, sürekli pelvik ağrı gibi şikayetler varsa bir an önce kadın doğum hekimine başvurulmalıdır.
1983 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra 1985-1989 yılları arasında Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisasımı tamamladım. 1990-1991 yılları arasında Üreme Endokrinolojisi, İnfertilite ve Tüp Bebek konularında İtalya Modena Üniversitesinde 1 yıl süre ile eğitim gördüm.