Histerosalpingografi (HSG) bir kateter ile vajina (serviks) geçilerek rahim içine sıvı bir boyanın enjekte edilmesi işlemiyle yapılan ve "ilaçlı rahim filmi" olarak da adlandırılan bir işlemdir.
Aynı sırada fallop tüplerinde kısmen veya tamamen bir tıkanıklık olup olmadığını ve boyanın karına serbestçe akıp akmadığını görmek için röntgen çekilir. HSG ayrıca rahim iç yapısının normal bir boyut ve şekle sahip olup olmadığını göstermek için de kullanılır.
Histerosalpingografi (HSG) kısırlık problemi olan kadınların fallop tüpleri ve rahim iç boşluğunun değerlendirilmesi için yapılan önemli bir tanı testidir. HSG'nin diğer nedenleri arasında tekrarlayan düşükler, anormal vajinal kanama veya şüpheli rahim anomalileri bulunmaktadır.
HSG (Histerosalpingografi) çekmenin temel amacı kadının üreme sisteminin değerlendirilmesidir. Bu değerlendirme sırasında rahim boşluğu ve fallop tüpleri incelenir. Özellikle infertilite (kısırlık) sorunu yaşayan kadınlarda bu işlem tüp bebek tedavisi öncesinde sıklıkla uygulanır. HSG'nin ana amaçları şunlardır:
Histerosalpingografi (HSG),adet dönemi sona erdikten ancak beklenen yumurtlama gününden önce, adet döngüsünün 5. ile 12. günleri arasında planlanır. Adetin başladığı gün adet döngüsünün 1. günüdür.
Röntgen görüntüleyici cihaz olan floroskop altında bir masaya yatırıldıktan sonra, vajinaya spekulum yerleştirilir ve ardından rahim ağzı (serviks) temizlenir. Daha sonra bir kanül adı verilen ince bir katater servikse yerleştirilir ve spekulum çıkarılır. Röntgen sırasında rahim içi rahim ve fallop tüpleriyle kontrast oluşturan boya olarak adlandırılan radyoopak bir sıvı ile doldurulur. Son olarak floroskop X-ray ile görüntüler alınır. Genellikle 5 dakikadan kısa sürer ve aynı gün eve gidebilirsiniz.
Çoğu kadında, boya maddesi ağrısız bir şekilde rahim içinden, fallop tüplerinden geçerek karın boşluğuna doğru akar. Bazı kadınlar, özellikle boya maddesi enjekte edildiğinde hafif kramp hissedebilirler. Fallop tüpü kapalı olan kadınlarda boya maddesi bazen basınç yapabilir ve bu da hafif ağrıya yol açabilir. Basit ağrı kesiciler bu ağrı veya rahatsızlığı hafifletmeye yardımcı olabilir.
Histerosalpingografi (HSG) işlemi genellikle güvenli ve düşük riskli bir prosedür olmasına rağmen bazı yan etkileri olabilir. Bu yan etkilerin çoğu hafif ve geçicidir:
Bu yan etkilerin çoğu hafiftir ve kendi kendine düzelir ancak ağır veya süregelen şikayetleriniz varsa doktorunuzla iletişime geçmek önemlidir. Özellikle işlem sonrasında ateş, şiddetli karın ağrısı veya yoğun vajinal kanama gibi belirtiler enfeksiyon belirtisi olabileceğinden bu durumlar acil tıbbi değerlendirme gerektirir.
HSG işlemi sırasında fallop tüplerinde hafif veya kısmi tıkanıklıkların bazen açılabildiği bilinmektedir. Bu radyoopak boya maddesinin fallop tüplerinden geçirken uygudığı basınç nedeni ile olabilir. Bu basınç tüplerdeki küçük tıkanıklıkları veya yapışıklıkları açarak sperm ve yumurtanın birleşmesine olanak tanıyan bir yol açabilir. Ancak HSG'nin fallop tüplerini açma kapasitesi sınırlıdır. Tüplerdeki tıkanıklıkların şiddetine, konumuna ve nedenine bağlı olarak her türlü tıkanıklık bu yöntemle açılamayabilir.
Kapsamlı tıkanıklıklar veya ciddi yapışıklıklar genellikle daha ileri tedavilere örneğin laparoskopi gibi cerrahi müdahalelere ihtiyaç duyar.
Tüp bebek tedavisi öncesi yapılan ilaçlı rahim filmi-HSG üreme sağlığını değerlendirmek ve tedavi planlaması yapmak için kritik bir adımdır. Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen birçok faktör vardır ve bu faktörlerden biri de tüplerdeki yapısal veya fonksiyonel problemlerdir. Bu problemler, embriyonun implantasyonunu (rahime yerleşmesini) ve gebeliğin sürdürülmesini engelleyebilir.
Rahim filmi (HSG) tüplerdeki bu tür problemleri tespit etmek için etkili bir yöntemdir. Örneğin, tüplerin içinde sıvı birikmesi (hidrosalpenks) durumu, embriyonun rahime yerleşmesini zorlaştırabilir ve gebeliğin tutunmasını engelleyebilir.
HSG, tüp bebek tedavisi öncesinde kadının üreme sisteminin durumunu değerlendirmek ve uygun tedavi planını belirlemek için önemli bir tanısal araçtır. Bu nedenle infertilite sorunu yaşayan kadınlarda HSG sıklıkla başlangıç değerlendirmesi olarak kullanılır.
1983 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra 1985-1989 yılları arasında Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisasımı tamamladım. 1990-1991 yılları arasında Üreme Endokrinolojisi, İnfertilite ve Tüp Bebek konularında İtalya Modena Üniversitesinde 1 yıl süre ile eğitim gördüm.