Sağlıklı, 30 yaşında bir kadında doğal yollardan gebe kalabilme şansı bir ayda %20 kadardır, yani çocuk isteği olan, korunmayan 5 kadından sadece biri bir ayın sonunda hamile kalabilir. Bu oran 6 ay sonra %75, bir yıl sonra ise %85’lere ulaşır. Üreme çağındaki çiftlerin geri kalan yaklaşık %10-15 kadarı kısırlık problemi yaşarlar. Bu yazımızda tüp bebek tedavisi nedir, tüp bebek tedavisi nasıl yapılır? konularından bahsedeceğiz.
Herhangi bir doğum kontrol yöntemi uygulamadan bir yıl boyunca düzenli cinsel ilişki olmasına rağmen doğal yollardan gebelik elde edemeyen çiftlerde kısırlık nedenleri araştırılır ve gerekli tetkikler yapılır. Problemler tespit edildikten sonra tedavi aşamalarına geçilir. Yumurtlama tedavisi, aşılama veya tüp bebek tedavilerinden hangisinin o çift için daha uygun olduğuna kısırlık nedeni tespit edildikten sonra anne ve baba adayları doktorları ile birlikte karar verirler.
Tüp bebek tedavisi İstanbul kliniğimizde çiftlerin problemlerine göre bazen ilk tedavi seçeneği olabileceği gibi bazen de diğer tedavilerle hamile kalamayan çiftlerde gebelik elde etmek için uygulanan tıbbi bir yöntemdir. Bugün artık tüp bebek tedavisi ile önceleri hamile kalamaz denilen çiftler bile çocuk sahibi olmaktadır.
Tüp bebek tedavisi yönteminde kadın vücudunda üretilen yumurta hücreleri vücut dışına alınarak erkeğin spermi ile laboratuvar ortamında döllendirilmekte ve elde edilen embriyo kadın rahmi içine yerleştirilmektedir. Tüp bebek tedavisinin temel basamakları yumurtalıkların iğnelerle uyarılması, yumurta toplama, laboratuvarda yumurta ile spermin döllenmesi (mikroenjeksiyon/ICSI),embriyo kültürü ve embriyo transferidir.
Tüp bebek tedavisinde başarıyı ve pozitif sonucu etkileyen bir çok faktör vardır Sperm ve yumurta kalitesi, kadının yaşı, rahim, yumurtalık, tüpler gibi üreme organlarının sağlıklı olup olmaması, tedaviye verdikleri yanıt, kadın veya erkeğin genel sağlık durumları gibi. Bunun dışındaki faktörlerin çoğu tüp bebek tedavisini uygulayan doktor ve Tüp Bebek Merkezinin deneyimi, teknik donanımı ile ilgilidir.
Tüp bebek uygulamasını yapan doktorların, embriyologların ve diğer ekip üyelerinin konularında uzman ve deneyimli olmaları, bu merkezde tüp bebek tedavisi olmuş kişilerin olumlu yorumları gibi detaylar iyi bir merkezi seçmenizi kolaylaştıracaktır.
Tüp bebek merkezi İstanbul, uzun süredir faaliyette ise başarılıdır, başarılı olmayan bir merkez tercih edilmez ve varlığını sürdüremez. Tüp Bebek Merkezi dünya standartlarında kabul edilmiş tedavi biçimlerini uyguluyorsa, son bilimsel ve teknolojik gelișmeler doğrultusunda ekipmanları varsa, gerekli ekip çalıșması ve sinerjisine sahip ise en iyi sonuçlara ulaşabileceğiniz başarılı bir merkezdir.
Araştırmalar ve değerlendirmeler sonrası kadın yaşı ileri değilse, yumurtalık reservi çok azalmamışsa, sperm sayı ve kalitesi yeterli, kadının tüpleri açık ise aşağıdaki yöntemler tüp bebek tedavisi öncesi denenebilir.
Kadında yumurtlama ile ilgili problemler varsa yumurtlamanın gerçekleşebilmesi için ilaç tedavisi yapılır. Yumurtlama ile ilgili problemler adet düzensizlikleri yaşayan polikistik over sendromlu (PCOS) kadınlarda sık görülür.
Yumurtlama tedavisi ağızdan alınan haplar ile yapılabileceği gibi günlük hormon iğneleri de kullanılabilir. Genelde önce ağızdan ilaçlar tercih edilir. İlaçlara adet kanamasının 2.-3. Günü başlanır, yumurtaların gelişimi belirli aralıklarla ultrason ile takip edilir. Yumurtlama tedavisi ile %15-20 oranında gebelik sağlanmaktadır. 3-4 kez tedavi denenmesine rağmen gebelik elde edilemiyorsa durum değerlendirmesi yapılıp aşılama veya tüp bebek tedavilerine geçilir.
Açıklanamayan kısırlık, cinsel iktidarsızlık, meninin geri akımı, vajinismus gibi tıbbi hastalıklara veya psikolojik nedenlere bağlı cinsel sorunlar yaşayan çiftlerde, sperm sayısı, hareketliliği veya yapısal normal sperm oranı az olan erkeklerde, kanser tedavileri nedeni ile sperm dondurulmuşsa veya kadında endometriosis hastalığı, tek tüpün kapalı oluşu, yumurtlama bozuklukları varsa aşılama yöntemi uygulanır.
Aşılamada erkekten alınan sperm laboratuarda hazırlanarak hareketli ve iyi kaliteli olanlar az bir sıvının içinde yoğunlaştırılarak ince bir katater yardımı ile rahim içinde verilir. Doğal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftlerde kullanılan bir yöntemdir. Aşılama yönteminde başarı, sperm sayısına bağlı olarak değişmektedir. Sperm sayısı ve kalitesi yeterliyse, gebelikte başarı oranı % 20’dir. 3-4 aşılama sonrası gebelik sağlanamazsa tüp bebek tedavisine geçilir.
Bazı genetik kalıtsal hastalıkların embriyo aşamasında teşhis edilerek sağlıklı bir bebek elde edilmesi amacıyla embryolara Preimplantasyon genetik tanı gereken durumlarda.
Tüp bebek tedavilerinde mutlu sona ulaşabilmenin en kolay ve maliyeti düşük olan yolu öncelikle doğru tanının konması ve gebeliğin önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Bu da iyi bir araştırma ve bazı tanı yöntemlerini gerektirir. Kadın ve erkekte yapılabilecek testler şöyledir:
Kısırlık nedenlerinin yaklaşık yarısı erkeğe bağlı problemlerden kaynaklanır. Erkeğin araştırılmasında en önemli test semen analizidir. Sperm testinin normal olmadığı durumlarda aşağıdaki değerlendirmeler gerekebilir.
Kısırlık ve tüp bebek tedavilerine başvuran kadınlarda FSH, Estradiol (E2),anti-Müllerian hormon (AMH) ölçümleri ve ultrason ile antral folikül sayısının (AFC) tespiti yumurtlama tedavilerine ne derecede yanıt verileceği hakkında fikir verir.
Yumurtalık rezervi az olan kadınlarda kan testlerinde FSH ve E2 yüksek, AMH düşük seviyelerdedir, ultrasonda ise AFC azalmıştır. Ancak bu test sonuçları ile gebeliğin olup olmayacağını kesin olarak tahmin etmek mümkün olmayabilir. Çok düşük AMH düzeyleri ile bile hamilelik elde edilebilmektedir.
Tüp bebek tedavileri 18-45 yaş arasında uygulanabilir. Ancak kadınlarda yaş ilerledikçe hem üretilen yumurtanın kromozomal olarak hataya yatkınlığının artması hem de yumurtalık rezervinin azalması nedeniyle hamilelik şansı azalır ve oluşan hamileliğin düşükle kaybedilme riski artar.
Kadının adet görüyor olması yumurta kalitesi ile ilişkili değildir. 35 yaş altı kadınlarda canlı doğum oranları %40 civarında iken bu oran 40 yaş ve üzeri kadınlarda %10-15 civarındadır. Tüp bebek 45 yaşına kadar uygulanabilir. Ancak 40 yaşından sonra şansın yaşla birlikte azaldığı bilinmelidir.
Erkekte sperm üretimi ileri yaşlara kadar devam etmekle birlikte sperm kalitesi, sperm hareketliliği azalır. Yaşla birlikte sperm DNA hasarı artmaktadır. Bunlar tüp bebek başarısını azaltan faktörlerdir.
Tüp bebekte hangi ilaçlar kullanılıyor?
Muayene ve testler sonrasında kadının yaşına ve kadının yumurtalık rezervine göre tedavi yöntemi belirlenir. Yumurtlama tedavilerinin ortak amacı birden fazla yumurta üretimini sağlamaktır. Yumurtalıklar hormon iğneleri kullanılarak uyarılır. İlaç tipi ve dozu hastaya ve uygulanan tedavi protokolüne bağlı olarak değişebilir.
Tedaviye adet kanamasının 2. Veya 3. Günü başlanır. Adet kanamasının ikinci ya da üçüncü gününde ultrason incelemesi ve gerekirse kanda hormon testleri sonuçlarına göre tedavi protokolüne ve kullanılacak ilaçların dozlarına karar verilir. Uyarı tedavisi başladıktan sonra hasta belirli aralıklarla kontrole çağrılır. Bu kontrollerde vajinal ultrasonografi yapılarak gelişen foliküllerin (yumurta içeren küçük sıvı dolu kistik yapılar) sayısı ve büyüklüğü kontrol edilir. Tedavide amaç mümkün olduğunca fazla sayıda 16-20 mm çaplı folikül elde etmektir.
İğne tedavisi devam ederken yumurtaların erken çatlamasını engellenmek amacı ile bir diğer günlük iğne tedavisi eklenir. Tüp bebek tedavilerinde hedef yeterli sayıda döllenme yeteneğine sahip yumurta hücresi elde edebilmektir. Bu hedefe ulaşmak ve kontrolü ele alabilmek için vücudun kendi ürettiği hormonların zamansız ve düzensiz etkilerinin ortadan kaldırılması gerekir. Aksi halde yumurtalar toplama gününden önce kendiliğinden çatlayabilir. Bunu önlemek amacı ile çatlatma hormonunu baskılayıcı ilaçlar kullanılır.
Ultrason takipleri sırasında değerlendirilen bir diğer faktör de rahmin içini döşeyen ve endometrium adı verilen tabakanın yapısı ve kalınlığıdır. Embryo endometriuma yerleştirileceği için endometriumun kalınlığı ve yapısı son derece önemlidir.
Tedavinin süresi değişken olmakla birlikte ortalama 10- 17 gündür. Ultrason ve kan testleri ile foliküllerin yeterli büyüklüğe ulaştığına karar verir ise son olgunlaşmayı sağlamak için yumurta çatlatma iğnesi olan hCG enjeksiyonu yapılır.
Tüp Bebek Tedavisinde Yumurta Toplama İşlemi (OPU) Nasıl Yapılır?
Yumurtaların toplanabilmesi için öncelikle olgunlaşmış olduğuna karar verilmiş olmalıdır. Olgunlaşmış yumurtalara (hCG) enjeksiyonu yapıldıktan yaklaşık 35-36 saat sonra yumurtalar toplanır. Bu işlem için kadın ve erkek birlikte tüp bebek merkezine gelirler. Yumurta toplaması hafif bir anestezi verilerek yapıldığı için anne adayının aç olması, son 6 saat içinde besin ve sıvı almaması gerekir.
OPU vajinal ultrasonografi ile oldukça kolay ve konforlu bir şekilde gerçekleşmektedir. Hasta jinekolojik muayene pozisyonunda masaya alınır ve üzeri steril örtüler ile örtüldükten ve vajina temizliği yapıldıktan sonra vajinal ultrasonografiye başlanır.
Yumurta toplama işlemi vajinal ultrason eşliğinde yumurtalık içine iğne ile girilerek yumurta içeren ve folikül adı verilen içi sıvı dolu yapıların boşatılmasıdır. Alınan sıvı laboratuvara verilerek yumurta içerip içermediği mikroskop altında incelenir. Folikül sıvısının içinde bulunan yumurta kültür sıvısına yerleştirilerek inkübatöre kaldırılır.
Tüm foliküller aspire edilinceye kadar işleme devam edilir. Her iki yumurtalığın foliküllerinin aspire edilmesi yaklaşık 15-20 dakika sürer. Yumurta toplama işlemi sonrasında hasta 1-2 saat dinlendikten sonra evine gidilebilir.
Yumurtalar toplandıktan sonra rahim iç duvarını embryo transferine hazırlamak iamacı ile progesteron hormonu içeren ilaç tedavisine başlanır.
Yumurta toplama gününde erkek de sperm verir. Sperm alınması için en ideal yöntem mastürbasyondur. Menisinde canlı sperm bulunmayan erkeklerde ise cerrahi olarak sperm aranır. Elde edilen meni özel bir kap içerisine alınır ve sıvılaşması beklenir. Likefiye olan meni, sperm sayısı, hareketliliği ve şekli yönünden incelenir.
Yumurtalar toplandıktan yaklaşık 2-4 saat sonra etraflarındaki hücreler temizlenerek olgun olup olmadıkları değerlendirilir. Olgun olan yumurtalara her yumurtanın içine tek bir sperm mikromanipulator adı verilen özel bir alet yardımı ile enjekte edilerek Mikroenjeksiyon/ICSI işlemi yapılır.
ICSI yapılan yumurtalar tekrar kültür ortamına konur, ertesi ve sonraki günler embryoların gelişimi takip edilir. Uygun aşamaya gelindiğinde embriyolardan kaliteli olanlarından bir veya ikisi rahim içine transfer edilir.
Toplanan yumurtaların ortalama %70 civarı olgun ve döllenmeye müsaittir. Bunların da yaklaşık %70'i döllenecektir. Örneğin 10 yumurtası olan bir kadının ortalama 5 embryosu gelişecektir. Bu bir ortalama olup sayı bunun altında veya üstünde olabilir.
Tüp Bebek Tedavisinde Embriyo Transferi Ne Şekilde Uygulanır?
Embriyolar iki hücreli aşamadan blastokist aşamasına kadar 2 ile 5. Günler arasında herhangi bir gün transfer edilebilir. Embriyo transferi yapılırken hasta jinekolojik pozisyonunda masaya alınır. Vajinaya spekulum takıldıktan sonra steril serum fizyolojik ile rahim ağzı temizlenir. Embriyolog transfer edilecek embryoları katater içinde laboratuvardan getirir. Karından yapılan ultrason eşliğinde hekim embriyoları rahim içine bırakır.
Embriyo transferi işlemi ağrısız bir işlem olması nedeni ile anestezi gerektirmez. Transfer sonrası endometriumu desteklemek için enjeksiyon, fitil veya krem şeklinde progesteron hormonu devam edilir. Luteal faz desteği adı verilen bu tedaviye gebelik oluşması durumunda 8.- 10. gebelik haftasına kadar devam edilir.
Preimplantasyon genetik tarama veya tanı tüp bebek tedavisi sırasında anne adayının rahmine transfer edilmeden önce embriyolardan alınan hücre örneği ile (biyopsi) embryoların genetik yönden incelenmesidir. Çocuklarında genetik bir hastalık veya anomali geçirme riski bulunan çiftler için önerilir.
Bu işlemlerin yapılma amacı sağlam embriyoyu bularak düşük yapma ihtimalini azaltmak ve tüp bebek başarı şansını artırmaktır. Bu işlemler özel laboratuvar ekipmanı ve deneyimli personel gerektirmektedir.
Erkeğin menisinde sperm yoksa (Azoospermi) sperm elde etmek için cerrahi yöntemler kullanılır. Normalde sperm testiste üretilir ve prostattan gelen sıvı ile birleşerek meni içerisinde penisten dışarı boşalır. Azospermide menide sperm bulunmaz. Azospermi tüm erkeklerde %1, kısırlık problemi ile başvuran erkeklerde ise %10 – 15 oranında görülür.
Menide sperm olmaması 2 farklı nedene bağlı olabilir:
Sperm 2 farklı bölgeden elde edilebilir:
Sperm 2 farklı yöntem ile alınabilir:
Her yöntemin belirli riskleri ve faydaları vardır ve her yöntem her hasta için uygun olmayabilir. İşlemler lokal anestezi veya kısa bir genel anestezi ile yapılabilir. İğne ile sperm aspirasyonu (TESA, PESA) yöntemleri en basit ve maliyeti daha düşük yöntemlerdir. Lokal anestezi altında yapılır ve yaklaşık 10 dakika sürer.
Testiste sperm üretiminde sorun olan nonobstrüktif azospermide erkekten sperm elde etmek daha zordur ve genellikle birkaç saat sürer. TESE veya mikro-TESE yöntemlerinde, testislere ulaşmak için genel veya spinal anestezi altında skrotuma kesi yapmak gerekir.
Bu tekniklerle elde edilen sperm sayısı, genellikle menideki sperm sayısına kıyasla çok düşüktür, bu nedenle mikroenjeksiyon-ICSI yönteminin kullanılması gerekir. ICSI sonrası artan sperm olursa biyopsi işlemin tekrarlanmasına gerek kalmaması için spermler daha sonra kullanılmak üzere dondurularak saklanır.
Yapılan ilk değerlendirme sonrasında, her çiftin bireysel özelliklerine, yaşına ve kadının yumurtalık rezervine göre kişiye özel tedavi yöntemi belirlenir. Bazen kadınların adet öncesi dönemde bazı ilaçların kullanılmaları gerekebilmektedir.
Tüp bebek tedavisi adet kanamasının 2. günü başlar. Yumurtlama tedavisi yaklaşık 10-12 gün sürer, bu işlemden sonra yumurta toplama, yumurtaların aynı gün eşinden alınan sperm ile mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenmesi ve 2-5 gün sonra embryo transferi dahil toplamda yaklaşık olarak 15-20 gün sürmektedir. Yumurta toplama gününden 2 hafta sonra yapılan kanda gebelik testi ile gebelik durumu anlaşılabilir.
Embryo transferinden sonra embryonun rahim duvarına tutunması ilk bir kaç günde gerçekleşir. 3.gün transferinden sonra 12. Gün, 5. Gün transferinden sonra 10. gün gebelik testi yapılır. Test pozitif ise embryo rahim duvarına tutunmuş ve gebelik oluşmuştur.
Tüp bebek tedavisinde bir veya iki embriyonun rahim içine transferi yapıldıktan sonra kalan sağlıklı ve iyi kalitede embriyolar dondurularak saklanır. Tüp bebek tedavisi sırasında elde edilen fazla embriyoların dondurulması hastaya hem ekonomik hem de psikolojik bir avantaj sağlamaktadır. Dondurulan embriyolar transfer edileceği zaman hormonlarla yumurtalıkları uyaran iğne tedavilerine, yumurta toplam işlemine gerek kalmamaktadır. Embriyo dondurma tüp bebek uygulamalarında başarı şansını arttıran bir işlem olarak da değerlendirilebilir.
Embriyo dondurulması, embriyoların koruyucu kültür solüsyonları (krioprotektanlar) içerisinde dengelendikten sonra özel bir alet ile kademeli olarak soğutularak dondurulması ve sıvı nitrojen (-196 C) içerisinde depolanması işlemlerini içerir, çözerken ise bu krioprotektanlar ortamdan uzaklaştırılarak özel kültür ortamlarının içine alınır.
Hücre dondurmasında iki temel teknik tanımlanmıştır. Bunlar, insan hücrelerinde ilk uygulanmaya başlayan teknik olan yavaş kontrollü dondurma yöntemi ve daha yeni bir teknik olan vitrifikasyon yöntemidir. Yavaş kontrollü yöntemin yerini son yıllarda vitrifikasyon tekniği almıştır. Vitrifikasyon yöntemi ile dondurulan embryolarda çözülme sonrası canlılık oranı, embryonun devam etme ve gebelik oranları daha yüksektir.
Yumurtalık rezerviniz azaldı ise, embriyolarınızı gelecek yıllarda hamilelik için dondurarak saklamanız gerekebilir.
Tüp tedavisinde embryo transferi aşamasına gelindiğinde hastanın durumuna göre o tedavi döneminde transfer yapılabilir (taze embryo transferi) veya tüm embryolar dondurulup (Freeze all) daha sonraki aylarda transfer planlanır.
Polikistik over sendromlu kadınlarda yumurta toplama öncesi bazen aşırı yumurtalık cevabı oluşup çok fazla sayıda yumurta gelişir, yumurtalıklar büyür. Bu durumda farklı bir yumurta çatlatma iğnesi kullanılır ve toplanan yumurtalar sperm ile döllendirilip embryo oluştuktan sonra embryoların hepsi (Freeze all) dondurulur. Bu tedavi protokolünün amacı OHSS dediğimiz overian hiperstimulasyon sendromunun önlenmesidir. Embryo transferi daha sonraki aylarda rahim iç duvarı hap tedavileri ile hazırlandıktan sonra yapılır.
Embryo dondurma işlemi Preimplantasyon genetik tanı yapılacak hastalarda, Overyen hiper stimülasyon sendromu (OHSS) riski olan vakalarda, tüp bebek tedavisi sırasında elde edilen fazla sayıda iyi kalitede embriyoların varlığında veya embriyo transferi yapılmasını engelleyen cerrahi girişim, tıbbi hastalıklar veya hormonal tedavi gerektiren durumlarda yapılmaktadır.
Adet kanamasının 2. günü muayene ve vajinal ultrason yapılarak rahim içerisinde herhangi bir myom veya polip, yumurtalıklarında kist olup olmadığını kontrol edilir.
Rahim duvarının embryonun yerleşmesine uygun hale gelmesi için farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Yöntemlerden biri kadının doğal yollardan yumurtlamasının takibi ve yumurta çatladıktan sonra uygun günde çözülen embryoların transferidir. Ancak bu yöntemde yakın takip gerekir, şehir dışı veya ülke dışında yaşıyan hastalarda takibi zordur ve polikistik over sendromu gibi yumurtlaması olmayan kadınlarda uygulanamaz.
Bir diğer yöntem ağızdan verilen ilaçlar ile yumurtlama sağlamaktır. Adet kanamasının 3-7. Günleri arasında ilaç kullanıldıktan sonra ultrason ile yumurta gelişimi takibi yapılır. Yumurta yeterince büyüyüp olgunlaşınca çatlatma iğnesi yapılır. İğneden 7 gün sonra dondurulmuş çözülmüş embryo transferi uygulanır.
Diğer ve en sık kullanılan yöntem ise ağızdan östrojen hormunu kullanıp rahim duvarını kalınlaştırmak, yeterince kalınlaştığı zaman ise progesteron hormonu ile rahim duvarını embryo transferine hazırlamaktır. Progesteron hormonu vajinal kapsüller, jel, iğne gibi farklı yollardan kullanılsa da en sık tercih edileni vajinal progesteron kapsülleridir.
İki hücreli aşamadan blastokist aşamasına kadar 2 ile 5. Günler arasında herhangi bir gün dondurulmuş embryolar çözülerek transfer edilebilir. Taze embriyo transferinde olduğu gibi hasta jinekolojik pozisyonunda masaya alınır, Rahim ağzı steril serum fizyolojik ile temizlenir. Embriyolog çözülmüş transfer edilecek embryoları katater içinde laboratuvardan getirir. Karından yapılan ultrason eşliğinde kataterin rahim içinde yeri tespit edilerek embriyolar yerleştirilir. Transfer işleminden sonra ortalama 20-30 dakika anne adayı istirahat eder ve sonrasında klinikten ayrılabilir.
Transfer sonrası endometriumu desteklemek için enjeksiyon, fitil veya krem şeklinde progesteron hormonuna devam edilir. Luteal faz desteği adı verilen bu tedaviye gebelik oluşması durumunda 8.- 10. gebelik haftasına kadar devam edilir.
Transfer işleminden anne adayı günlük yaşantısına normal bir şekilde devam eder. Bu süreçte anne adayının kendisini aşırı derecede yoracak aktivitelerden kaçınması çok önemlidir.
Transfer işleminden 10-12 gün sonra idrarda veya kanda gebelik testi yaparak gebeliğin oluşup oluşmadığı tespit edilir.
Yumurta ve embryo dondurma işlemlerinde yumurtalıklar hormon iğneleri ile uyarılarak ultrason eşiğinde yumurtalar toplanır. Buraya kadar yapılan tıbbi tedaviler ve süreçler aynıdır. Bundan sonra fark yumurta dondurmada direk olarak yumurtalar dondurulurken embryo dondurma işleminde sperm ile döllenme sağlandıktan sonra oluşan ilk insan hücreleri yani embryoların bölünmeleri izlenerek 2-5. Günler arasında içlerinden sağlam ve iyi kaliteli olanları seçilerek dondurulur. Embryo dondurma evli olmayan kadınlara uygulanamaz.
30 Eylül 2014 te yenilenen Üreme Tıbbı Yönetmeliği’ne göre tüp bebek tedavisi sırasında fazla embriyo elde edilmesi durumunda eşlerden her ikisinin rızası alınarak embriyolar dondurulmak suretiyle saklanır. Saklama süresinin bir yılı aşması halinde her yıl embriyonun saklanması için çiftler mutlaka başvuruda bulunarak taleplerinin devam ettiğini ifade eden imzalı dilekçe vermelidir. Eşlerin birlikte talebi, eşlerden birinin ölümü veya boşanmanın hükmen sabit olması halinde veya belirlenen süre son bulduğunda saklanan embriyolar müdürlükte kurulacak komisyon tarafından tutanak altına alınarak imha edilir.
Dondurulma işlemi sırasında dondurulacak embryoların kalitesi çok önemlidir. En iyi kalitede embriyolar dondurma işleminden en az zarar göreceğinden dolayı dondurulmuş embriyo sonrası canlılık oranı %75-90 iken kötü kalitedeki embriyoların dondurulması durumunda yaşama olasılıkları çok düşüktür (%20-25). Bu nedenle sadece iyi kalitede embriyolar dondurulur.
Tüm dünyadaki sonuçlara bakıldığında dondurulmuş embriyo transferi sonrası gebelik oranları %25-50 arasında değişmektedir. Bu oranlar klinik ve laboratuvar işlemlerine, hastanın yaşına, kısırlık nedenine, çözülen embriyo başına canlılık oranına göre değişkenlik göstermektedir.
Tüp bebek denemesinde transfer sonrası gebelik elde edilememesi, gebelik elde edilip düşükle sonlanması veya doğumla sonlanan bir gebelikten sonra çiftin tekrar bir bebek dünyaya getirmeye karar vermesi durumunda, daha önce kendi sperm ve yumurta hücrelerinin döllenmesi ile elde edilen ve dondurulan embriyoları çözülüp kadın rahmine yerleştirilerek gebelik sağlanabilir. Bu yöntemde kadına uzun süren hormon ilaçlarının verilmesi gerekmez, tüp bebek işlemindeki birçok aşama atlanır ve bu nedenlerle maliyet bakımından çiftlere kolaylık sağlar.
Bazı bilimsel çalışmalar dondurulmuş embriyo transferi yapılan hastalarda gebe kaldıktan sonra düşük yapma, erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma, gebelik sırasında veya doğumda bebek ölümü, plasenta previa (plasentanın aşağı yerleşimli olması),plasenta dekolmanı (plasentanın bebeğin doğumundan önce ayrılması),doğum öncesi kanama risklerinin, taze embriyo transferi ile hamile kalan kadınlara oranla daha düşük olduğunu göstermektedir. Buna karşın plasenta akreta (plasentanın rahim duvarına gömülü olması),iri bebek doğurma (4500 gr üzeri) ve sezaryen oranlarında artma söz konusudur.
Dondurulmuş embriyo transferi yapılan hastalar ile taze embriyo transferi ile hamile kalan kadınlar karşılaştırıldıklarında embryoların rahim duvarına tutunma oranları, dış gebelik, preeklaampsi (gebelik toksikozu),çok düşük doğum ağırlığı (<1500 gr),çok erken doğum (<32 hafta),yenidoğan yoğun bakım ünitesine kabul ve doğumsal sakatlıklar oranları arasında fark olmadığı tespit edilmiştir.
Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen faktörlerden biri yumurtanın ve spermin döllenmesi sonucu oluşan ilk insan hücreleri olan embriyonun rahime yerleşmesi ve gebeliğin devamını sağlamalıdır. Bunları gerçekleşmesi için embryonun iyi kalitede olması gerekir.
Günümüzde gelişen teknolojiler ile her ne kadar başarı oranları artıyorsa da embriyo kalitesi sürekli iyi olmayan hastalarda başarı oranları oldukça düşük kalmaktadır.
Embriyo kalitesini etkileyen faktörler kadına ve/veya erkeğe bağlı olabilir. Sürekli kötü embriyo geliştiren çiftlerde herhangi bir kromozom anormalliği olup olmadığının tanısının konması açısından genetik inceleme gerekir. Kadın veya erkekten birinde dengeli kromozom bozukluğu (translokasyon) olabilir. Dengeli translokasyon tespit edilen hastalarda döllenen yumurtaların çoğunda hastalık veya taşıyıcılık olur. Bu durumda gelişen embriyolara preimplantasyon genetik tanı yapılarak sağlıklı olanlarının seçilerek embryo transferi yapılması başarı şansını artırır.
Tekrarlayan kötü embriyo kalitesi çoğu zaman yumurtaya bağlı olsa da sperm problem varsa erkeğin de ayrıntılı incelenmesi gerekir. Özellikle sperm cerrahi yöntemlerle elde edildiğinde (TESE) alınan olgunlaşmamış (spermatid) spermler ile ICSI yapılınca gelişen embriyoların kaliteleri kötüdür ve bunların transferi ile gebelik elde edilme şansı yoktur.
Spermlerde DNA hasarının olması durumunda da kötü embriyo kalitesi kötü olabilir. Spermdeki DNA hasarı varsa bu döllenmeyi engellemese de embriyonun gelişimini bozabilir. Kötü kalitede embriyo transferi nedeni ile sağlıklı gebelik oluşamayan çiftlerde sperm DNA’sının analizi gerekebilir.
Kötü embriyo kalitesine yol açan sebepler çoğu zaman bulunamadığından uygulanabilecek tedavi seçenekleri de sınırlı kalabilmektedir. Bu durumlarda sentetik besi solüsyonları yerine rahim içi (endometrium) hücrelerden hazırlanan destekleyici bir kültür ortamı (ko-kültür) denebilir. Doğal siklusta tüp bebek uygulaması bir seçenek olabilir. Bunların dışında; kültür medyumlarının değiştirilmesi, destekli yuvalama (assitse hatching) ve embriyo yapıştırıcı (embryo glue) kullanılması denenebilir. Halen deneysel aşamada olan hücre içi maddelerin (sitoplazma) transferi hakkında çalışmalar devam etmektedir. Ancak bu yöntemlerin hemen tamamının bilimsel etkinlikleri kanıtlanmamıştır.
Çok sayıda deneme yapılmış ve embriyo kalitesi sürekli kötü olan hastalarda ülkemizde yasal olmayan ve yapılmayan yumurta bağışı (donor oosit) uygulaması düşünülebilir.
Tüp bebekte eve bebek götürme şansını belirleyen en önemli unsurlar doğru tanı ve çifti yormadan en etkin tedavinin seçilerek hızlı bir şekilde uygulanmasıdır. Tüp Bebek tedavilerinde gebelik oranları hasta yaşı, kısırlık nedeni, kısırlık süresi, yumurta sayısı gibi pek çok değişkene bağlıdır. Bunlardan en önemlisi kadın yaşıdır.
Kadının yaşının ileri olması veya yumurtalıklarının verilen ilaçlara yetersiz cevap vermesi tedavinin etkinliğini kısıtlayan en önemli faktörlerdir. İlerleyen yaşla birlikte gebelik oranlarında da düşme görülür.
30 yaşından genç anne adaylarının yaklaşık yarısı (birkaç embriyo transferi-bazıları dondurulmuş embryo transferleri dahil) bir deneme sonrasında hamile kalırlar, canlı doğum oranları ise % 30 civarındadır. 40 ile 43 yaş arasındaki kadınların ise bir tüp bebek denemesinde hamile kalma şanları yüzde 12'den azdır, canlı doğum oranları % 7-8 kadardır.
Tüp bebek merkezi seçiminde fiyatlar önemli bir faktördür ve hastalar fiyatları göz önünde bulundurmaktadır. Tüp bebek tedavisi fiyatları 2024 yılında merkezlere göre değişmektedir. Genellikle herkese aynı olacak şeklinde uygulanan paket fiyatlarda tüp bebek tedavilerinin başarı şansı düşebilmektedir. Kişiye özel tedavi planı için yapılan testler, uygulanan tedavi yöntemleri farklılık gösterebilmekte ve tüp bebek fiyatları da değişebilmektedir.
En iyi tüp bebek merkezlerinde, hastaya özel yaklaşımla tedavi uygulanması gerekmektedir. Kadın hastalıkları uzmanı, genetik uzmanı, embriyolog, psikolog gibi uzman ekip bulunması gerekmektedir.
Tüp bebekte tedavisinde, doktorun hem tecrübeli hemde üreme ve tüp bebek alanındaki tüm gelişmeleri çok yakından takip ediyor olması ve bunları uygulaması gereklidir. İstanbul en iyi tüp bebek merkezleri ve en iyi tüp bebek doktorlarını bulunduran dünyada ki en büyük metropellerden biridir.
Tüp bebek doktorunun bilgi ve tecrübesi, gördüğü sayı sayısı, ne kadar uzun süredir tüp bebek tedavilerini yaptığı, bilimsel gelişmeleri yakından takip etmesi ve uygulaması, tüp bebek tedavisi için gerekli tüm tedavileri seçeneklerini sunabilmesi, kișiye özel tedavi ile hastaya tam konsantrasyon sağlayarak tedavinin tüm așamalarında hastanın yanında olabilmesi, histeroskopi, laparoskopi veya tüp bebek tedavisi ile diğer cerrahi işlemlere gerek duyulduğunda bunları yapıyor olması veya yapılmasını sağlayabilmesi en iyi sonuçları almanızı etkileyen önemli faktörlerdir.
Gerektiğinde dostça tavsiyelere erişebildiğiniz, rahat ve sıcak bir doktor-hasta ilişkisi içinde hissedebileceğiniz ve mesai saatleri dışında acil bir durumda danışabilmeniz tedavi kalitenizi belirleyen önemli unsurlardır.
Embriyo kalitesi iyi olmasına rağmen hamile kalamayan kadınlarda sonraki denemelerde gebelik şansı yüksektir. Embriyonun tutunmasına engel olabilecek tüm faktörler değerlendirilerek düzeltildikten sonra tekrar deneme yapıldığında gebelik şansı olacaktır.
Embriyo kalitesinin iyi olmadığı durumlarda bu durum sadece o tedavi ayına özgü olabilir ve sonraki denemelerde daha iyi kalitede embriyolar elde edilebilir. Sonraki tedavi aylarında hep kötü kalitede embriyo oluşuyorsa ve tüm test ve incelemelerde bir problem tespit edilemiyor ve tedaviler sonrasında embryo kalitesi düzelemiyorsa gebelik şansı oldukça düşüktür, hatta bazen tedaviyi bırakmak gerekebilir.
Tüp bebek tedavisinde karar verme, tedavi ve gebelik sonucu bekleme süreçleri oldukça streslidir. Gebelik elde edilebilmede başarısız olunabileceği duygusu, ailelerinin ve çevrelerinin beklentileri, psikolojik baskılar kaygı bozukluklarını da doğurmaktadır. Araştırmalar stresin tüp bebek tedavisinin başarısını olumsuz etkilediğini göstermektedir.
Anne ve baba adayının stresten uzak bir yaşam tarzı benimsemeleri mutlu sonuca ulaşmada önemli bir faktördür. Çiftlerin birbirileri ile iyi bir iletişim halinde ve anlayışlı olmaları, nikotin ve kafein içeren ürünlerin az tüketilmesi ve yoga, egzersiz, yürüyüş ve benzeri meditatif etkisi olan aktiviteler stresi azaltır.
Tüp bebek doktorunun anlayışlı, sabırlı ve tedavi hakkındaki tüm soruları cevaplayabilecek iletişime açık olması da çiftlerin bu süreci stresten uzak bir şekilde yaşamalarını sağlamaktadır.
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce son üç ay içerisinde sigara ve alkol gibi tüm toksik maddelerden uzaklaşmak gerekir. Sigara yumurtalık rezervini olumsuz etkiler ve geçmişte sigaraya maruz kalan yumurtaların döllenme oranları daha düşüktür.
Tüp bebek tedavisi öncesi ve tedavi sırasında stresten uzak düzenli bir hayat sürülmesine özen gösterilmelidir.
Anne adaylarının tedavi öncesinde sağlıklı beslenmeye dikkat etmeleri gerekir. Sağlıklı, çok yönlü ve dengeli beslenilmelidir. Proteinlerden zengin beslenmenin yararı olabilir. Ayrıca çok yemek değil az az ve sık sık yemek yemek gereklidir. Taze sebze, meyve ve kuruyemiş yönünden zengin bir beslenme düzeni içinde kavrulmamış ceviz, badem, fındık gibi besinler sık olarak tüketilmelidir. Asitli ve kafeinli içeceklerin mümkün olduğunca içilmemesi önerilmektedir.
Folat ve çinko gibi antioksidanlar içeren yiyecekler hem erkek hem de kadınlar için doğurganlığı artırabilir, yumurta hücrelerine zarar verebilecek serbest radikalleri etkisiz hale getirirler.
Düşük karbonhidratlı diyetler, adet düzenine yardımcı olurken sağlıklı bir kiloyu korumanıza, insülin seviyelerini düşürmenize ve yağ kaybına yardımcı olabilir. Özellikle polikistik overli kadınlarda karbonhidrat alımının azaltılması gebelik şansını artırır.
Karbonhidrat miktarının yanı sıra türü de önemlidir. Şekerli yiyecekler ve içecekler dahil olmak üzere rafine karbonhidratlar ve beyaz makarna, ekmek ve pirinç gibi işlenmiş tahıllar çok hızlı emilir ve kan şekeri ve insülin seviyelerinde ani yükselmelere neden olur. Rafine karbonhidratların glisemik indeksi yüksektir. Glisemik, karbonhidratlı bir gıdanın kan şekerinizi ve insülininizi ne kadar hızlı yükselteceğini gösterir. İnsülin hormonunun sürekli yüksek olması, yumurta olgunlaşması ve yumurtlamayı sağlayacak üreme hormonlarının yapılmasını azaltır.
Süt ürünleri ve laktoz, yumurtlamayı etkileyerek doğurganlığı azaltabilir.
Sağlıklı kiloda olunmalı: Fazla kilolu veya zayıf olmak, hamile kalma şansını etkileyebilir. Çok fazla veya çok az vücut yağı, düzensiz adet dönemlerine veya adetlerin tamamen durdurmasına neden olabilir, gebe kalma şansınızı etkileyebilir. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, kilosu yüksek olan kadınlarda gebelik oranı, tüp bebek tedavisi gören normal kilolu kadınlardan önemli ölçüde düşük bulunmuştur. Ayrıca obez kadınlarda tüp bebek tedavisinde tedavinin iptal oranı yüksek, canlı doğum oranı daha düşüktür. Obez hastaların kilo vermesi gebelik şanslarını artırır, gebeliğin daha sağlıklı ve sorunsuz geçirilmesine yardımcı olur.
Düzenli egsersiz yapın: Bir çalışma, haftada 4 saatten fazla egzersiz yapan kadınların canlı doğum olasılıklarının azaldığını gösterirken bir başka çalışmada son bir yılda aktif yaşam ve egzersiz/spor yapanların klinik gebelik şanslarının daha yüksek olduğunu gösterdi.
Fazla fiziksel aktivite yapmıyorsanız ve kilonuz fazla ise günlük egzersizler gebelik şansınızı artırmaya yardımcı olabilir. Orta düzeyde fiziksel aktivite, yumurta ve spermin korunmasına yardımcı olabilecek güçlü antioksidan enzimlerin seviyelerini artırabilir.
Düşük seviyede egzersizler stresi rahatlatır. Yüksek seviyede kardiyovasküler egzersizden kaçınılması ve haftada dört saatten fazla egzersiz yapılmaması tavsiye edilir. Bazı tüp bebek aşamalarında egzersizin tamamen durdurulması gerekir.
Herhangi bir hastalık veya ağrı olursa tedavi amaçlı ilaçlara başvurmadan önce tüp bebek uzmanından onay alınmalıdır. Tedavi boyunca doktorun gerek görmediği hiç bir ilacın alınmaması gerekir. Kronik bir rahatsızlıktan dolayı devamlı olarak kullanılması gereken ilaç durumunda doktorun bilgilendirilmesi gerekir.
Bazı ilaçlar hormonal dengesizliklere neden olabilir, tüp bebek ilaçlarının etkilerini azaltabilir, tüp bebek tedavisinin başarısını olumsuz etkileyebilir. Kalsiyum kanal blokerleri, trisiklik antidepresanlar, anti-androjenler ve diğer ilaçlar tedavinizi olumsuz etkiler. katkıda bulunabilir. Anabolik steroidler de aynı etkiye sahip olabilir. Herhangi bir olumsuz etkileşimden kaçınmak için, doktorunuza aldığınız tüm ilaçların tam bir listesini verin. Bu, liste tüm aldığınız reçeteleri, takviyeleri ve reçetesiz satılan ilaçları içermelidir.
Önceden geçirilmiş veya mevcut hastalıkların, genital bölge rahatsızlıklarının tedaviye başlamadan önce doktorlara bildirilmesi gerekir.
Anne adayları tüp bebek tedavisi sırasında verilen tüm ilaç ve iğne tedavilerinin doz ayarlarına, iğnelerin yapıldığı saatlere doktorlarının önerdiği şekilde dikkat edilmelidirler. İlaçların zamanında ve doğru uygulanması, randevu saatlerine özen gösterilmesi tedavi başarısında önemlidir.
Testiste bulunan bir sperm kök hücresinin olgun sperme dönüşmesi yaklaşık 3 ay sürer. Genel olarak sağlıklı bir kiloyu korumak, multivitamin kullanmak, fiziksel olarak aktif kalmak ve dengeli beslenmek sperm kalitesini iyileştirebilir.
Sigara içen erkeklerin düşük sperm sayılarına ve düşük sperm hareketliliğine sahip olma olasılığı daha yüksektir. Bazı araştırmalar, sigara içenlerin spermlerinin DNA parçalanmasını arttırdığını göstermiştir. DNA hasarlı sperm, döllenme, embriyo gelişimi, embriyo implantasyonu ve artan düşük oranları ile ilgili sorunlara yol açabilir. Sperm DNA hasarına bağlı olarak gebelik kaybı riski artar.
Artan skrotal sıcaklık, sperm üretimini engelleyebilir. Faydaları tam olarak kanıtlanmamış olsa da, külot yerine boksır kullanmak, oturmayı azaltmak, sauna ve jakuzilerden kaçınmak ve skrotumun dizüstü bilgisayar gibi sıcak nesnelere maruz kalmasını sınırlamak sperm kalitesini artırabilir.
Erkekler ayrıca sperm sayılarını artırmaya yardımcı olabilecek ve kaliteyi artırabilecek vitaminler ve antioksidanlar ile başlayabilir ve IVF sonuçları üzerinde faydalı bir etkiye sahip
Baba adayı tüp bebek tedavisinin uygulamasından son üç ay öncesinde ateşli hastalık, erkeklik organında iltihap veya uçuk geçirilmişse, bu hastalıklar veya başka hastalıkları nedeni ile aldığı ilaçları varsa doktorunu bilgilendirmelidir.
Tüp bebek tedavisinde yumurta toplama günü erkekten sperm örneği alınır. Son 3 gün cinsel perhiz yapmalıdır, bu perhiz 7 günü aşmamalıdır.
Bu yaşam tarzı değişikliklerini yaptığınızda, kilo vermeseniz bile, genel sağlığınızda bir fark yaratacaktır. Bu değişiklikleri gebe kalmadan önce yapmaya başlayın ve bunları hamileliğiniz boyunca ve sonrasında devam ettirin.
Tüp bebek tedavisinin kısa ve uzun dönemde riskleri bulunmaktadır. En sık tüp bebek tedavisi riskleri şunlardır;
Bu riskler, o tedavi döneminde veya tedavinin bitiminden hemen sonra gözlemlenebilir.
Tüp bebek tedavisinin yumurtlalıkların uyarılması döneminde, yumurtalıklarda birden fazla yumurta geliştirmesi için uyarmak için hormone iğneleri kullanılır. Tüp bebek tedavisinin kısa dönemdeki riskleri genellikle ilaç yan etkilerinden kaynaklanmaktadır. Çok az sayıda kadın tüp bebek sırasında kullanılan ilaçlara tepki gösterebilir ve çoğunlukla bu yan etkiler hafiftir. Bunlar:
Yumurtalıkların daha fazla yumurta üretmesi için hormon tedavisi kullanıldıktan sonra yumurtalar toplanır. Yumurta çatlatma iğnesi yapıldıktan yaklaşık 36 saat sonra yumurtalar toplanır.
Yumurta toplama işlemi anestezi altında yapılır ve genellikle yaklaşık 10-15 dakika sürer. Hastalar genellikle birkaç saat sonra evlerine dönerler. Hem yumurta toplama işleminin hem de anestezinin riskleri olabilir ancak bu risklerin oranları çok düşüktür.
Almanya'da yaklaşık 380.000 yumurta toplama işleminin sonucunu inceleyen bir çalışmada, kadınların yüzde 0,07'sinde vajinal kanama, yüzde 0,05'inde karın içi kanama, yüzde 0,001'inde bağırsak yaralanmaları ve peritonit veya periton iltihabı (periton iltihabı) bildirilmiştir.
Bazı kadınlar, yumurta toplamadan sonraki ilk birkaç gün içindekendilerini daha kötü hissedebilir, bazıları adet tipi krampları bildirirken, diğerleri şişkinlik ve karın rahatsızlığına hissedebilir. Yaklaşık 5-7 gün sonra yumurtalıklar eski boyutlarına döner.
Normalde tüp bebek işlemi sırasında yumurtalıkların kontrollü bir şekilde hafif uyarılması istenir. Ancak bazen yumurtalıkların orta veya şiddetli uyarılması nedeniyle karında sıvı birikmesi ve yumurtalıkların büyümesi ile yumurtalık hiperstimülasyon sendromu (OHSS) olarak bilinen bir tablo ortaya çıkabilir. OHSS, özellikle polikistik over sendromlu kadınların tedavisinde sıklıkla karşılaşılan bir sorundur. OHSS'li kadınlarda karında şişlik ve ağrı, bulantı, kusma, artan susuzluk belirtileri görülür. Nadiren şiddetli formlarda karında aşırı sıvı, nefes almada zorluk ve idrara çıkmada azalma olabilir.
Tüplerde önceden geçirilmiş hastalıklar, endometriozis, geçirilmiş tubal cerrahi, pelvik enfeksiyon öyküsü, 35 yaş üzeri olmak, sigara dış gebelik için risk faktörleridir. Dış gebelik riski 3-5 kat ve aynı anda Rahim içi ve dış gebelik doğal gebeliğe göre en az 30 kat daha fazladır. Hidrosalpinksli kadınlarda Fallop tüplerinin kapatılması veya çıkarılmasını takiben dış gebelik riski azalır.
Tüp bebek tedavisi sonrası gebe kalan kadınlarda gebeliğin erken dönemlerinde kanama riski dört kat daha fazladır. Tüp bebek tedavisini takiben gebe kalan kadınlarda artan kaygı düzeyi ile hastaneye başvurma sayısında artış ile ilişkilendirilebilir.
Tüp bebek tedavisinden sonra düşük riskinin arttığını gösteren bilimsel bir kanıt yoktur. Tüp bebek tedavisi ile doğal yoldan gebe kalanlar arasında düşükler ve kromozomal bozuklukların görülme sıklığı açısından bir fark yoktur.
Birden fazla embriyonun rahme transfer edilmesi durumunda çoğul gebelik riski artar. Çoğul gebeliklerde gestasyonel hipertansiyon, gestasyonel diyabet, preeklampsi, sezaryen oranında artış, anemi ve doğum sırasında kanama riski daha fazladır.
Çoğul gebelikler bebeklerin sağlığına da ciddi şekilde zarar verebilir. İkizlerin en az yarısı erken ve düşük kilolu olarak doğar ve bu da ciddi (bazı durumlarda uzun süreli) sağlık sorunlarına ve hatta ölüme yol açabilir. Ayrıca, erken veya geç düşük yapma olasılığı çok daha yüksektir.
Çoğul gebelikler önlenebilir mi?
İki veya üç yerine sadece bir embriyonun transfer edilerek çoğul gebelikler önlenebilir. Kalan embriyolar sonra kullanılmak üzere üzere dondurulabilir. Tek embryo transferinin başarı oranları üzerinde önemli bir etkisi olmasa da tüm anne adayları özellikle yaşlı kadınlar için uygun olmayabilir.
Kadın üreme sistemi ve meme kanserleri dahil olmak üzere bazı kanserler hormona bağımlıdır. Öte yandan, kısırlık kendi başına meme, yumurtalık ve rahim kanserleri de dahil olmak üzere belirli kanserler için bir risk faktörüdür. Kısırlığı olan kadınlarda yumurtlamaların olmaması, endometriozis ve hiç doğum yapmamış olmak gibi bazı durumlar kanser riskini artırır.
Yapılan bilimsel çalışmalar tüp bebek tedavilerinin yumurtalık kanseri, malign melanom, endometrium, serviks, meme, tiroid veya kolon kanserleri risklerini artırmadığını göstermektedir.
Tüp bebek tedavilerinin sayısı veya kullanılan ilaçlarının türü ne olursa olsun tüp bebek tedavisi ile kanser arasında doğrudan bir neden sonuç ilişkisi olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur.
Yapılan araştırmalar ile tüp bebek yöntemi ile doğan bebeklerde doğumsal kusurların doğal yöntemler ile gebe kalarak doğan bebeklerden farklı olmadığını gösterilmiştir. Daha sonraki davranış ve zeka gibi gelişimlerde de bir değişiklik gözlenmemektedir. Ancak özellikle şiddetli erkek faktörü olan ve mikroenjeksiyon uygulanan hastalarda cinsiyet kromozomu bozukluklarında minimal bir artış görülebilmektedir. Bazı çalışmalarda kalp anomalileri, beyin omurilik sistemine ait anomaliler ve hipospadias gibi anomalilerde istatistiksel olarak anlamlı olmayan çok hafif bir artış olduğu bildirilmiştir.
Tüp bebek tedavisinde yumurta geliştirici iğneler ile foliküllerin büyümesi sağlanır. Bu foliküllerin içinde yumurta hücresi vardır. Bir tüp bebek tedavisi döneminde en fazla toplanan yumurta sayısı 15-20 civarını geçmez. Yumurtalıkta büyümeyi bekleyen binlerce folikül olduğu için bu kadar yumurtanın aynı anda büyümesinin yumurtalıklara herhangi bir zararı yoktur. Yumurtalıkların hormon tedavisi ile uyarılması yumurtalıkları harap ederek erken menopoza neden olmaz.
Doğurganlığın devamlılığını sağlayabilmek amacıyla kullanılan doğurganlık koruma yöntemlerinden biridir. Yumurta dondurma mevcut koşullarda doğum yapmak istemeyen ileriki yıllarda anne olmayı isteyen kadınların başvurabileceği bir yöntemdir. Yumurtalıklardan toplanan yumurtalar ileride kullanılmak üzere dondurularak saklanır, gebelik istendiği zaman çözülerek sperm ile döllenme sağlanıp embryo elde edilir ve embryo transferi ile gebelik oluşur.
Türkiye’de önceki yıllarda sadece kanser gibi tıbbi zorunluluk hallerinde izin verilen “sperm ve yumurta dondurma” işlemi Sağlık Bakanlığının 2014 yılında yenilediği Üreme Tıbbi Yönetmeliğine göre artık yumurtalık reservinde azalma riski olan henüz ailesini tamamlayamamış, ileride çocuk sahibi olmak isteyen bekar, yumurta rezervinin azaldığı 3 uzman doktor tarafından sağlık kurulu raporu ile onaylanmış kadınlarda da uygulanabilmektedir.
Yumurta dondurma işlemi teorik olarak yumurta elde edebileceğimiz 14-45 yaş aralığında yapılabilse de 38 yaş üzerinde yumurta elde etme sayısı ve yumurta kalitesi azalmaktadır. Bu nedenlerle yumurta dondurma işlemi isteyen kadınların, üreme yeteneklerini kaybetmeden yumurtalarını dondurup ileride bu yumurtaları kullanarak çocuk sahibi olabilmeleri için yeterli sayıda ve kaliteli yumurta toplayabilmek adına yumurta dondurma işlemi için 38 yaşın altında başvurmaları önem taşımaktadır.
Yumurta dondurma işlemi 2 ana neden sebebi ile yapılmakta. Birincisi sosyal nedenlerle; yani tıbbi hastalıkları olmayan ancak yumurtalık reservinin azalma riskini taşıyan kadınlarda yapılır. Bunlar eğitimini tamamlayamama, ekonomik özgürlüğü elde edememe, uygun ekonomik şartların sağlanamayışı, uygun eş olmayışı, gebelik için hazır olmamak gibi nedenlerle evliliği erteleyen yaşı ilerlemekte olan ve düşük yumurtalık rezervi tanısı konmuş bekar kadınlardır.
İkinci ana neden ise tıbbi nedenlerdir; Ailevi erken menopoz öyküsü, ailevi meme kanseri öyküsü, endometriozis varlığı veya Turner Sendromu, Frajil-X sendromu, Musküler distrofi, BRCA-1 taşıyıcılığı, X kromozomu delesyonları, ikiz eşinde erken menopoz gibi bazı genetik hastalıklar nedeni ile over reservi riskinde azalma olan kadınlarda yapılır.
Sickle Cell anemi, romatolojik hastalıklar, myelodisplastik sendrom gibi bazı hastalıklarda yumurtalar üzerine toksik ilaç tedavilerin kullanımı öncesinde veya kanser teşhisi konması sonrasında kişinin üreme hücreleri için zararlı olan radyoterapi ve/veya kemoterapi alacak olması, üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak ciddi bir cerrahi operasyon geçirilecek olması nedeni ile yumurtalar dondurulabilir.
Tedavi adetin 2-3’üncü günü başlar ve yumurtalıkların günlük hormon iğneleri ile uyarılmaları yaklaşık 12-15 gün sürer.Ultrasonografi yardımı ile hafif bir anestezi verilerek yumurtalar toplanır.
Tüp Bebek Merkezi laboratuarında “kriyoprotektan” denilen koruyucu maddeler ile dengelendikten sonra vitrifikasyon adı verilen özel bir yöntem kullanılarak -196 derecede yumurtalar dondurularak azot tanklarında uzun yıllar saklanır. Çözerken ise bu krioprotektanlar ortamdan uzaklaştırılarak özel kültür ortamlarının içine alınır.
Kanser teşhisi konması sonrasında kişinin üreme hücreleri için zararlı olan radyoterapi ve/veya kemoterapi alacak olması veya üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak kanser cerrahisi geçirilecek olması nedeni ile yumurtaları dondurulabilir.
Sağlık Bakanlığının 2014 yılında yenilediği Üreme Tıbbi Yönetmeliğine göre dondurulmuş yumurtalar merkezlerde en fazla beş yıl süreyle saklanır. Kişi, 5 senenin sonunda kendi isteğiyle saklama süresini daha uzun sürelere uzatmak isterse Bakanlık izni ile bu süre uzatılabilir.
Kız çocukları tüm yaşamları boyunca kullanacakları belli sayıda yumurtaları ile birlikte doğarlar, yeni yumurta yapımı olmazken yumurta sayıları yıllar içinde giderek azalır. Anne karnında beş aylık bebek iken yumurtalıklarında 6-7 milyon yumurta hücresi bulunur. Yumurta hücrelerinin fizyolojik olarak doğal yıkıma uğraması ile doğumda yanlızca 1-2 milyon yumurta hücresi kalır. Doğumdan sonra bu hızlı yumurta hücresi kaybı yavaşlar, ilk adet dönemine gelindiğinde 300- 400 bin yumurta hücresi vardır. Üreme çağı dönemi süresince ayda bir kez olmak üzere yaklaşık 400 adet kadar yumurtlama gerçekleşir. Üreme dönemi boyunca yumurta hücresi sayısında azalma sabittir, ortalama ayda 1000 yumurta hücresi kaybolur ancak 37 yaşından sonra kayıp hızı artar.
Yumurta hücrelerinin sayısı 25 000 in altına indiğinde azalma yaklaşık 1000 yumurta hücresi sayısına ulaşılıncaya kadar hızlanır ve menopoz bulguları ortaya çıkmaya başlar. Yumurtlama olmasına karşın yıkıma uğrayan yumurta hücrelerinin sayısının daha fazla olması sonucu menopoza yakın dönemde hızlı kayıp ile yumurta sayısı dramatik olarak azalır. Menopoz döneminde yumurta hücresi sayısı 1000’in altına inmiştir. Menopozdan 13 yıl önce adetler düzenli devam ederken yumurtalıkların doğurganlığın hızla azalmasını gösteren işaretleri verdiği tahmin edilmektedir.
Gebe kalabilme şansı en fazla 25 yaş civarlarındadır. Gebe kalabilme oranları 30’lu yaşlara doğru giderek azalır, 35 yaşından sonra ise çok belirgin ve anlamlı bir fark oluşacak şekilde düşer. 40’lı yaşlarda daha da düşerken kadın 45 yaşına ulaştığında gebe kalabilmesi nerede ise imkansız hale gelir. Aslında adet görüyordur ama adet görmek gebe kalabileceğini göstermez çünkü bu yaşlarda adet döngülerinde yumurtlama yoktur.
“Over reservi” kadının bulunduğu yaşta yumurtalıklarındaki yumurta sayısını ifade ederken “over yaşlanması” yumurtalıkların ilerleyen yaşla birlikte yumurta sayısı ve yumurta kalitesinin azalmasını tanımlamak için kullanılmaktadır. Yaşa bağlı over rezervinde azalma beklenen fizyolojik bir durum iken genç yaşlarda over reservinin azalması bazı risk faktörleri sonucunda ortaya çıkar. Yumurta dondurmanın başarısı elde edilecek yumurta sayısı ve kalitesine bağlı olduğu için yaş faktörü çok önemlidir. Yaş ilerledikçe başarı oranı düşmektedir.
Yumurta dondurma işlemi başarılı ve güvenilir bir uygulama olmakla birlikte otuzların başında, yakın gelecekte gebelik planı/şansı olmayan kadınlar için idealdir. İleri yaş kadınlar düşük şans konusunda bilgilendirilmelidir. Farkındalığı arttırma ve bilgilendirme kampanyaları genç yaş kadınları hedef almalı ve çocuksuz kalma riskine karşı bir garanti elde edildiği kanısı oluşturulmamalıdır.
Yumurta dondurma işleminin avantajları; Çocuk sahibi olmanın önündeki engellerin başında, kadınlarda yaşla birlikte azalan yumurtalık rezervi ve yumurta kalitesinin düşmesi gelmektedir. Yumurta dondurma işlemi henüz evlilik için uygun şartları sağlayamamış kadınların doğurganlıklarını koruyabilmeleri için bir fırsattır. Kanser tedavileri veya yumurtalıklara zarar verebilecek cerrahi tedavilerden önce yumurtalar dondurularak bu hastalar çocuk sahibi olabilme şansı elde edebilmektedirler.
Yumurta dondurma işleminin desavantajları; Yumurta dondurma işleminde daha başarılı sonuçlar elde edebilmek için, her ay üretilen tek yumurta değil, daha fazla yumurtanın dondurulması planlanır. Genellikle istenen rakam 8-10 yumurtadır. Bu nedenle yumurta dondurma öncesi hormonlar ile yumurtalıklar uyarılır, bu tedavi zaman ve maliyet gerektirir. Yumurtalık reservi az kadınlarda ise bu sayıya ulaşabilmek için birkaç kez tüm yumurta dondurma işlemlerini tekrarlamak gerekir.
Yumurta dondurma işlemlerini Tüp Bebek Uzmanı yapar. Güvenilir ve alt yapısı sağlam bir laboratuarı olan Tüp Bebek Merkezi seçimi önemli olmakla birlikte yumurtalıkların reservinin azalması nedeni ile az sayıda yumurtları olan veya kanser gibi ciddi tedaviler alacak hastaların yumurtalıklarını en iyi şekilde uyarıp yeterli sayı ve kalitede yumurtayı toplayarak laboratuara teslim edebilecek hekimin de deneyim ve güvenirliğine dikkat edilmelidir.
Sperm dondurma spermin alınarak analiz edilmesi, dondurulma işleminden sonra uzun süreler boyunca saklanması ve istenildiği zaman çözülerek kısırlık tedavilerinde kullanılması yöntemidir. Bu genel süreç, kriyoprezervasyon olarak bilinir.
Sperm dondurmanın yararı erkeğin spermini kullanarak doğurganlığını korumasına izin vermesidir. Sperm dondurma daha sonraki bir tarihte çocuk sahibi olmak için şans tanır.
Erkeklerin spermlerini dondurarak saklamasının nedenleri şunlardır:
Sperm mastürbasyon yoluyla toplanır. Evde veya klinikte sperm örnekleri verebilir, ancak sadece sperme zarar vermeyen steril bir kayganlaştırıcı kullanmalıdır. Sperm vermeden yaklaşık iki ila beş gün önce cinsel aktiviteden uzak durulması gerekir.
Meni örneğinde hiç sperm olmayan erkeklerde (azoospermi),Perkütan Epididimal Sperm Aspirasyonu (PESA),Mikro Epididimal Sperm Aspirasyonu (MESA),Testiküler sperm aspirasyonu (TESA),Testiküler sperm ekstraksiyonu (TESE) gibi cerrahi yöntemlerle sperm elde edilebilir.
Sperm örneğinin 37°C'de 30 dakika boyunca sıvılaşması beklenir. Örneğin sayısı hareketliliği ve sperm morfolojisi kontrol edilir. Sperm densite gradyanı ile yıkanarak hazırlanır.
Sperm dondurma işleminde dondurma ve çözme işlemi sırasında sperm hücrelerine verilen zararı en aza indiren maddeler kullanır. Sperm dondurma işleminde, spermleri donma hasarından korumak için Kriyoprotektif maddeler (CPA) olarak adlandırılan düşük moleküler ağırlıklı kimyasallar kullanılır.
Semen eşit hacimde CPA ile seyreltilir. Sperm Dondurma Solüsyonu sperme yavaşça eklenir ve eklenen her damladan sonra dikkatlice eğilir. Sperm ve sperm dondurma solüsyonu (CPA) oda sıcaklığında > 10 dakika bırakılır. Cryovial'lar hasta kimlik bilgileri ile işaretlenir ve semen karışımı kriyoviyallere yüklenir.
Kimlik kontrol edildikten sonra kriyoviyaller sıvı nitrojene yerleştirilir. Cryovial'lar sıvı seviyesinin üzerinde sıvı nitrojen depolama tankında süspanse edilerek 30 dakika sıvı nitrojen buharına daldırılır. Kriyoviyaller hızla sıvı nitrojene aktarılır ve -196 °C'de saklanır.
Dondurularak saklanan numuneler, uygun şekilde işlenir ve dondurulursa uzun süreler boyunca yaşayabilir. Sperm erkekler aile kurmaya hazır olana kadar onlarca yıl sıvı nitrojen içinde kalabilir. İnsan sperminin 24 yıla kadar zarar görmeden dondurduğu rapor edilmiştir. Çözülmeden önce yıllarca saklanan spermler ile bile çift sağlıklı bir hamilelik elde edebilir.
Sperm dondurma işlemi 1953'ten beri başarıyla kullanılmaktadır. Süreç güvenlidir, standartlaştırılmıştır ve teknoloji ilerledikçe gelişmeye devam etmektedir. Araştırmalar doğumsal kusur oranında bir artış olmadığını göstermektedir.
Mastürbasyon yoluyla meni örneği almanın herhangi bir riski ve yan etkisi yoktur. Cerrahi olarak ekstraksiyon (PESA, TESA, MESA, TESE veya mikro-TESE) gerekliyse, herhangi bir ameliyatta olduğu gibi kanama veya rahatsızlık gibi küçük riskler vardır.
Sperm dondurma ile ilgili en önemli sorun, dondurup çözdükten sonra tüm spermlerin hayatta kalamamasıdır. Çözüldükten sonra elde edilen sperm sayısı daha az olabilir ancak canlı spermin dondurma ve çözdürme işleminden sonra yumurtayı dölleme yeteneği taze sperm ile aynıdır. Dondurulmuş çözülmüş sperm ile IVF-ICSI tedavisinde yüksek başarı oranları elde edilmektedir.
Muayene ve testler sonrasında kadının yaşına ve kadının yumurtalık rezervine göre tedavi yöntemi belirlenir. Embryo transferi aşamasında hastanın durumuna göre o tedavi döneminde transfer yapılabilir (taze embryo transferi) veya embryolar dondurulup (total freze) daha sonraki aylarda transfer planlanır.
Polikistik over sendromlu kadınlarda yumurta toplama öncesi bazen aşırı yumurtalık cevabı oluşup çok fazla sayıda yumurta gelişir, yumurtalıklar büyür. Bu durumda farklı bir yumurta çatlatma iğnesi kullanılır ve toplanan yumurtalar sperm ile döllendirilip embryo oluştuktan sonra embryoların hepsi dondurulur (total freezing). Bu tedavi protokolünün amacı OHSS dediğimiz overian hiperstimulasyon sendromunun önlenmesidir. Embryo transferi rahim iç duvarı hap tedavileri ile hazırlandıktan sonra daha sonraki aylarda yapılır.
Bir diğer tüp bebek tedavisi ise taze transfer sonrası gebe kalamamış veya gebelik ve doğum olmuş ancak bir daha gebelik isteyen kadınlarda dondurulmuş çözülmüş embryoların transferidir.
Transfer edilen embryo sayısı arttıkça gebelik şansı artmakla birlikte çoğul gebelik riski de artmaktadır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı düzenlemiş olduğu Üremeye Yardımcı Tedaviler Yönetmeliğinde (ÜYTE) transfer edilecek embryo sayısını sınırlandırmıştır. İlk 2 denemede ve 35 yaş altındaki kadınlarda tek embryo transferine izin verilmektedir. 3. Tedavi denemesinden sonra ve 35 yaş üzerindeki kadınlarda en fazla 2 embryo transfer edilebilmektedir.
Tüp bebek tedavisi her zaman tek denemede gebeliğin elde edilebildiği bir tedavi yöntemi değildir. İlk denemelerde gebelik elde edilemeyen durumlarda tekrarlayan tedaviler sonrası hamilelikler sıktır. Tüp bebek tedavilerinin kaç kez deneneceği konusunda belirli bir sayı yoktur. Eşlerin istekleri doğrultusunda, hekimin önerisiyle, eşlerin sağlık durumu uygunsa tedavi devam edebilir. Tedavinin devamı için gerekli olan yeterli sayıda ve kalitede yumurta ve spermin var olması gerekir. Genel olarak üçüncü uygulamadan sonra başarı oranı azalmaktadır.
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce dengeli bir beslenme programının uygulanması tedavinin başarı oranını artırır. Bu nedenle özellikle gebelik planlayan kadınların yaşam kalitelerini yükseltecek sağlıklı gıdalar tüketmeleri, yeterli ve düzgün beslenmeleri ve hareketli bir yaşam tarzını benimsemeleri uygun olur. Konserve gıdalar yerine taze sebzeler tüketilmeli ve bol su içilmelidir. Herhangi bir enfeksiyona yol açabilmesi açısından çiğ et, süt ve taze peynir gibi gıdalar ve ağır metal veya cıva içeren gıdalar tüketilmemelidir.
Aşırı kilo ve obezite çiftlerin hamilelik elde edebilme şanslarını önemli bir ölçüde düşürmektedir. İdeal kiloda olan kadınların herhangi bir tedavi yapılmadan bebek sahibi olabildikleri bilinen bir gerçektir. Beslenme bozuklukları ve kilo erkeklerde sperm kalitesini düşürmesi nedeni ile kısırlığa neden olabilmektedir. Trans yağlar ve ağır metal içeren gıdalar tüketimi sperm hareketliliğini azaltmaktadır.
Tüp bebek tedavilerinde yumurta elde etme oranı, yumurtaların kalitesi, embryo sayısı ve gelişen embryoların tutunması ve gebelik başarısı, elde edilen gebeliklerin devamı konusunda mevsimsel herhangi bir fark yoktur. Tedavi zamanına hastanın tıbbi ve sosyal şartlarına göre en uygun zaman aralığı seçilerek karar verilir.
Yumurta toplamadan hemen sonra bazı hastalarda birkaç gün süren hafif lekelenme şeklinde kanama olabilir. Embriyo transferinden sonra ve gebelik testinden önce görülen hafif vajinal kanamalara luteal faz kanaması denilir. Hastalar tedavinin başarısız olduğunu düşünerek endişe duyabilirler. Bu kanamalar olduğunda tedavi başarısı bir miktar azalmakla birlikte halen gebelik oluşma şansı vardır. Bu nedenle progesteron gibi luteal fazı destekleyen ilaçlara devam edilerek gebelik testi sonucu beklenilmelidir.
Cinsel ilişki ile ilgili kısıtlamaların zaman aralığı doktorunuzun önereceği tüp bebek tedavisinin aşamalarına bağlıdır. Yumurtaları çoğaltmak amacı ile yapılan iğne tedavisi sırasında ilişkiye girebilirsiniz. Yumurtaların toplandığı gün eşinizden sperm alınacağı için en az 2-3 günlük cinsel perhiz gerekmektedir, yumurta toplamadan 2 gün önceden itibaren cinsel ilişkiye girilmesi önerilmez.
Yumurta toplandıktan sonra çoğul gebelik olasılığı düşünülerek prezervatif kullanarak cinsel ilişki olabilir. Cinsel ilişkiye yumurta toplama işlemine bağlı rahim ve yumurtalıklarda hassasiyet ve enfeksiyon riski olup olmadığına göre doktorunuz karar verecektir.
Embryo transferi sonrası cinsel ilişki konusunda farklı görüşler olabilir. Cinsel ilişkiye girmenin ve orgazm olmanın embryonun tutunmasına engel olabileceğini savunan görüşlerin yanında cinsel ilişki ve orgazm yaşamanın gebelik şansını düşürmediğini ileri süren görüşler de vardır.
Yumurtalıkların orta veya şiddetli derecede uyarılması sonucu karında sıvı toplanması ve yumurtalıkların büyümesi ile orta veya şiddetli derecede ovarian hiperstimulasyon sendromu (OHSS) oluşan çiftlerde cinsel ilişki önerilmemektedir. Cinsel ilişki esnasında yumurtalıkların kanaması riski ve ağrı olabilir.
Aşılama tedavisinde sperm laboratuarda hazırlanır. Hareketli ve sağlıklı spermler 0.5 ml bir sıvı içinde yoğunlaştırılarak aşılama işlemi için hazırlanır. Kadının yumurtasının döllenmeye hazır olduğu gün ince bir katater yardımı ile bu sıvı rahim içine verilir. Sıvı içindeki spermler kendi hareketleri ile tüplere giderek burada yumurtayı döller. Bu şekilde, döllenme kadın vücudu içinde tüplerinde doğal yollardan gerçekleşir. Oluşan embryo tüplerden ilerleyerek rahim içine taşınır ve rahim duvarına yerleşir.
Tüp bebek tedavisinde yumurtalar toplanarak laboratuvarda erkeğin spermi ile döllenir ve oluşan embriyo kadın rahmi içine transfer edilir.
Tüp bebek icin bilgi alabilirmiyim?
Merhaba Gürkan bey, 0090 551 971 4042 numaralı telefondan whatsapp ile ulaşabilirsiniz. Prof Dr Nilgün Turhan
Biz tüp bebek tedavisi için randevu almak istiyoruz. Ağustos ayi için.
Merhaba Sevcan Hanım, Ağustos ayı için tüp bebek randevusu istemiştiniz. Size Whatsaptan yazdım, ulaşamadım. Bana 00905327706942 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Görüşmek üzere Prof. Dr. Nilgün Turhan